Gelecek Kaygısı Yaşamak İstemiyoruz
Dünyanın en zor ve bir o kadar da kutsal mesleklerinden biri olarak bilinen madencilik, geçtiğimiz son birkaç yıldan beri ciddi sorunlarla karşı karşıya. Yüreklerimiz kadar temiz olan mesleğimiz büyük bir karalama kampanyası ile tehlike altında.
Tes İş ve Maden İş Sendikalarının Yatağan Şubesi tarafından yapılan ortak basın açıklamasında; madenlerin kapatılmasını destekleyen kampanya çalışmalarının yarattığı endişe ve kaygıya değinilerek enerji ve maden işçilerinin, işlerini kaybetme endişesi taşımadan ülkeye katkı sağlamaya devam etmek istedikleri ifade edildi. Açıklamada madenlerin üretim, istihdam açısından önemine vurgu yapılırken ülkenin gelişimi için önemli bir faktör olduğu belirtildi.
Maden İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Osman İlhan ve Tes İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik tarafından yapılan ortak basın açıklamasında, madenciliğin son zamanlarda karşılaştığı karalama kampanyalarının mesleğe verdiği zarara değinilirken şu ifadelere yer verildi:
'Dünyanın en zor ve bir o kadar da kutsal mesleklerinden biri olarak bilinen madencilik, geçtiğimiz son birkaç yıldan beri ciddi sorunlarla karşı karşıya. Yüreklerimiz kadar temiz olan mesleğimiz büyük bir karalama kampanyası ile tehlike altında.
Bugün bu kutsal meslek adeta hedef tahtasına konuldu ve insanların başka amaçlar uğruna kullandığı bir unsur haline getirildi. Neredeyse büyük bir özveri ile icra ettiğimiz mesleğimizi yapamaz hale geldik.
Bizler enerji ve maden işçileri, aileleri geçim kaygısı ve işimizi kaybetme endişesi taşımadan kafamız rahat çalışmak, üretmek ve ülkemizin aydınlık geleceğine katkı sağlamak istiyoruz. Toplumumuzun ülkemizin refahı ve huzuru için madencilerin ve enerji işçilerinin, ailelerinin yanında olduğunu biliyoruz.
Binlerce işçinin ve toplumun her ferdinin akıbeti, ülkemize vereceği zarar düşünülmeden 'kapatılsın' sesleri yükseliyor. Santraller kapatılırsa karanlıkta kalırız, ışığı olmayan bir ülkenin geleceği kömürden de karadır!
Biz bu seslerin yükselmesinden çok endişeliyiz. Maden demek istihdam demek, maden demek üretim demek, maden demek ülkemizin gelişmesi demektir. Üretmediğimiz, gelişmediğimiz, çalışmadığımız bir gelecek istemiyoruz!
Bu toprakların insanları olarak çevreye zarar vermeden işlerimizi yürütmenin gayesindeyiz. Bugün gelişen teknolojinin de yardımı ile belirlenen standartlar doğrultusunda atılacak adımlarla, hem madeni kullanmak hem de çevreyi korumak mümkün! 'Çevreye ve insan sağlığına duyarlı' bir üretim anlayışıyla maden zenginliklerimizi ekonomiye kazandırabiliriz.
Biz Türk Milleti olarak tüm dünyanın saygısını kazanmış bir milletiz. Sahip olduğumuz bu değeri doğaya, insana, yaşama ve emeğe gösterdiğimiz saygının bizim en önemli hazinemiz ve yol göstericimiz olmasından aldığımıza inanıyoruz. Çünkü yerin altı da bizim, üstü de bizim… Madenlerimizi de kullanıp ülkemiz ekonomisine katkı sağlamalı, ağacımızı, havamızı, suyumuzu da korumalıyız. 'Kapatın' demenin çözüm olmadığını, ekosistemin bir bütün olduğunu, yerin altının da üstünün de birbirine dost olduğunu tüm dünyaya gösterebilecek güce sahibiz!
Yeni linyit sahaları yaratamazsak enerjide giderek daha fazla dışarıya bağımlı hale geleceğiz. Her geçen gün elektrik faturalarımız artacak. Ülkemizin yerli enerji kaynaklarını kullanarak üretim yapan enerji işçileri işsiz kalacak.
Ayrıca ülkemizde maden sahaları devletimiz tarafından sıkı bir şekilde denetleniyor. Tüm maden sahaları rehabilite edilerek yeniden tarım alanlarına ve ormana dönüştürülüyor.
Bir kez daha halkımıza seslenmek istiyoruz. Madenler de bizim, ormanlar da bizim. Tüm zenginliklerimizi koruyarak, gelecek kaygısı yaşamadan üretim yapmaya, ülkemiz ekonomisine katkı yapmaya devam etmeliyiz. Kamuoyunun bilgisine saygıyla duyururuz.'