Milas açıklarında bir çocuk ve yunusun ölü bulunmasının ardındaki gizem
Milas'ın İasos Antik Kenti'nde geçen Hermias ile yunusun 3 bin yıllık dostluğu, hâlâ taşlara ve sikkeler üzerine kazınmış hâliyle gizemini koruyor. Bir çocuğun ve yunusun birlikte ölü bulunmasıyla başlayan bu efsane, sadakatin ve doğayla dostluğun en dokunaklı örneklerinden biri olarak günümüze ulaşıyor.
Yüzyıllar boyunca dilden dile aktarılan bu olay, Milas kıyılarında hâlâ çözülemeyen bir gizemi barındırıyor
Milas’ın Kıyıkışlacık Mahallesi kıyısında, günümüzden yaklaşık 3 bin yıl önce yaşandığı anlatılan bir olay, hâlâ antik taşlara ve sikkelere kazılı hâliyle gizemini koruyor. İasos Antik Kenti’nde denize açılan küçük bir çocuğun ve ona eşlik eden bir yunusun birlikte ölü bulunması, yüzyıllar boyunca halk arasında anlatıla gelen en hüzünlü ve etkileyici efsanelerden birine dönüştü.
Adı Hermias’tı… Yetim bir çocukla yunusun anlatılmamış dostluğu
Efsaneye göre Hermias, İasos’ta yaşayan kimsesiz bir çocuktu. Balıkçılar arasında büyüyen Hermias, limanda rastladığı bir yunusla arkadaş oldu. Aralarındaki bağ öyle güçlüydü ki, yunus her gün kıyıya gelip Hermias’ı sırtına alıyor, birlikte dalgaların arasında kayboluyorlardı. Bu sahne, İasos halkının neredeyse her sabah tanıklık ettiği büyülü bir görüntüye dönüşmüştü.
Ve bir sabah... Ne Hermias ne de yunus geri döndü
Günlerden bir gün, Hermias ve yunus birlikte denize açıldı… Ama bu kez geri dönmediler. Günlerce süren aramalardan sonra, ikisinin cansız bedenleri sahilde yan yana bulundu. Yunusun, Hermias’ı terk etmediği ve onunla birlikte ölümü seçtiği anlatıldı. Bu trajik olay İasos halkı üzerinde öyle derin bir iz bıraktı ki, Hermias’ın anısına heykeller dikildi, sikkeler bastırıldı.
Efsane taşlara kazındı, sikkelerde ölümsüzleşti
Bu olay sadece halkın hafızasında değil, antik İasos’un resmi sanatında da yer buldu. O dönem bastırılan sikkelerde, bir çocuğun sırtında taşıdığı yunus figürü açıkça görülüyor. Bu figür, Milas’ın kadim geçmişine dair en güçlü sembollerden biri olarak günümüze ulaşmayı başardı.
Yüzyıllar sonra bir heykelle yeniden hayat buldu
2022 yılında, İasos Mahalle Meclisi Derneği ve heykeltıraş Hamdi Erkul’un girişimiyle Hermias’ın heykeli tekrar doğduğu topraklara, Kıyıkışlacık sahiline yerleştirildi. Bu anıt, yalnızca bir çocuğun değil, insan ile doğa arasındaki bağın, saf dostluğun ve sadakatin ölümsüzleşmiş bir simgesi olarak kıyıda yerini aldı.
Bir dostluk, bir fedakârlık ve denizin sakladığı sırlar
Bugün İasos’u ziyaret edenler, taşlara kazınmış bu efsanenin izlerini ararken dalgaların taşıdığı binlerce yıllık hüzünle karşılaşır. Hermias ile yunusun hikâyesi, belki de Milas’ın anlatılmamış en gizemli sırrı olmaya devam ediyor. Bu hikâye, sadece bir çocukla bir hayvanın dostluğunu değil, insanların doğayla kurduğu en içten bağlardan birini de sessizce anlatıyor.