Milas'ta bir dönemin bitişi: Pamuk ve tütün neden yok oldu?
Yüzyıllardır Milas'ı besleyen pamuk ve tütün tarlaları bugün sessiz. Geçmişte binlerce çiftçiye geçim kaynağı olan bu iki ürün, artan maliyetler, azalan destekler ve değişen tarım politikalarıyla yok oldu. Şimdi Milaslı üreticiler, zeytin fidanlarıyla yeniden kök salmanın yollarını arıyor.
Milas’ta Beyaz ve Sarı Altının Tükenişi
Pamuk ve tütünle kurulan bir tarım imparatorluğunun sessiz vedası
Milas, yüzyıllar boyunca Anadolu’nun tarımsal bereketini taşıyan bir merkezdi. Ancak bu topraklarda bir zamanlar zenginlik ve birlik sembolü olan pamuk ve tütün, artık tarih kitaplarının satırlarında yer bulmakta. Ekonomik, politik, sosyal ve çevresel nedenlerin iç içe geçtiği uzun bir çözülüş süreci, Milas’ın tarımsal kimliğinde derin bir iz bıraktı.
Bir tarım merkezi olarak Milas’ın geçmişi
Tütün ve pamuğun yükselişi nasıl başladı?
yüzyılda Milas ekonomisinin %68.89'u arpa, buğday, susam ve darı gibi ürünlere dayanıyordu. Ancak ilerleyen yıllarda pamuk ve tütün, bölgenin tarımsal dinamiklerini değiştirdi. 1583’te ilk kez ticari amaçla ekilen tütün, 17. yüzyılda İngiliz pazarlarına ihraç edilir hale gelmişti. Evliya Çelebi bile Milas’ın tütününden övgüyle söz etmişti. 1990’larda 4.500 çiftçi 32 bin ton tütün üretiyor, pamuk ise 45 bin dönümde hasat ediliyordu.
Tütüne kota darbesi
1994: Tütünün kaderinin değiştiği yıl
1994’te uygulanan tütün ekim kotası, Milaslı üreticiler için ilk büyük kırılma oldu. Bu uygulama tütün üretimini sınırladı, çiftçilerin gelirlerini düşürdü. Üretim alanları daraldı ve birçok köy tütünden vazgeçmek zorunda kaldı.
2002: Tütün Yasası ve Tekel’in özelleştirilmesi
Desteksiz bırakılan üretici, dev zincirlere teslim edildi
4733 sayılı yasa ile Tekel özelleştirildi, alım garantisi kalktı. Tütün üretimi sözleşmeli sisteme bağlandı. Artık çiftçi, tütün tekellerine karşı savunmasızdı. Satamadığı ürün yüzünden zarar eden üretici, üretimden çekildi.
Gençler uzaklaştı, köyler sessizleşti
Kültür kaybı sadece ekonomik değil, sosyal de oldu
Tütüncülük sadece bir üretim değil, yaşam tarzıydı. Ancak düşük fiyatlar, emek yoğun üretim ve devlet desteğinin kalkmasıyla genç nesil bu işten uzaklaştı. Köylerde yalnızca yaşlı üreticiler kaldı. İmece usulü, dizme tütün günleri artık yapılmıyor.
2020’lerde Milas’ta tütün nerede?
900 dönüm arazi, 100 üretici kaldı
Bir zamanlar 32 bin ton üretim yapılan Milas’ta bugün sadece 900 dönüm alanda tütün ekiliyor. Aktif üretici sayısı ise 100’e kadar düştü. Bazı köylerde sadece birkaç aile bu mirası sürdürmeye çalışıyor.
Pamuğun son dansı
Bodrum yolunda beyaz altının hatıraları kaldı
1990’larda Bodrum yolunun her iki tarafı pamuk tarlalarıyla kaplıydı. 45 bin dönümde pamuk ekiliyor, çiftçiler 10 ton pamukla traktör alabiliyordu. 2000’lere gelindiğinde pamuk artık kâr getirmiyordu.
Maliyetler arttı, makine yoktu
Mazotla pamuk yetişmez hale geldi
Mazot fiyatları arttı, gübre pahalandı. Pamuk hâlâ elle toplanıyordu çünkü makine almak çok pahalıydı. Söke gibi yerler makineleşti ama Milas geri kaldı. Üretim maliyetleri karşılanamaz hale geldi.
Piyasa koşulları değişti
İthal pamuk ve düşen fiyatlar Milas’ı vurdu
Türkiye, pamuk ihtiyacının %60’ını ithal eder hale geldi. Ucuz yabancı pamuk, yerli üreticiyi rekabet edemez duruma düşürdü. Fiyatlar çiftçiyi tatmin etmedi. Prim destekleri ise yetersiz kaldı.
Çevre ve su kaynakları
Pamuk su isterdi, ama su da kalmadı
Milas’ta yeraltı su seviyeleri düştü. Artezyen kuyular kurudu. Kuraklık arttı, sulama zorlaştı. Pamuğun suya bağımlılığı, üretimi daha da pahalı hale getirdi.
Tarım politikalarının etkisi
1990 sonrası devlet desteği geri çekildi
Tarımsal destekleme alımları sona erdi, doğrudan gelir desteğine geçildi. Tekel özelleşti, pamukta Tarım Satış Kooperatifleri devreden çıktı. Çiftçi piyasa koşullarında yalnız bırakıldı.
Zeytin: Yeni umudun adı
Tarımın geleceği zeytinle şekilleniyor
Tütün ve pamuk terk edilince Milaslı çiftçiler zeytine yöneldi. Milas, Memecik türü zeytiniyle coğrafi işaret aldı. 5 bin yıllık geleneğe dayanan bu ürün, şimdi Milas ekonomisinin yeni temeli.