Milas'ta mutlaka görülmesi gereken 5 yer belli oldu
Gizemli yapılar, binlerce yıllık mezarlar, doğayla iç içe saklı cennetler... İşte Milas'ın keşfedilmeyi bekleyen en özel 5 noktası.
Kral Hekatomnos’un Anıt Mezarı: Uzunyuva
Milas şehir merkezine yürüme mesafesindeki Uzunyuva Anıt Mezarı, Karya Satrapı Hekatomnos’a ait olduğu düşünülen ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan bir mezar yapısıdır. M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen bu anıt mezar, adeta Anadolu’nun Halikarnas Mozolesi’yle yarışır nitelikte. Günümüzde hem arkeolojik hem de mimari açıdan büyük öneme sahip olan bu yapı, Milas Arkeoloji Müzesi’nin içinde yer alıyor. Mermer işçiliği, kutsal eşyaların bulunduğu mezar odası ve yapının konumu ile Milas’a gelen herkesin mutlaka görmesi gereken bir tarih hazinesi.
İncirliin Mağarası: Binlerce yıllık doğa ve insan izleri
Milas’ın Gökçeler Mahallesi yakınlarında yer alan İncirliin Mağarası, hem doğal güzelliği hem de arkeolojik önemi ile ön plana çıkıyor. Sarkıt ve dikitlerin oluşturduğu muhteşem jeolojik şekillerin yanında mağarada yapılan kazılarda Tunç Çağı'na tarihlenen kalıntılar bulundu. Mağaranın içerisindeki ışıklandırma ve yürüyüş yolları sayesinde ziyaretçiler bu eşsiz doğal yapının derinliklerini rahatlıkla keşfedebiliyor. İncirliin, yalnızca bir mağara değil; aynı zamanda insanlık tarihine ışık tutan bir zaman tüneli.
Yediler Manastırı: Dağların arasında bir ibadet sessizliği
Beşparmak Dağları’nın yamaçlarında, Latmos’un mistik atmosferi içinde yer alan Yediler Manastırı, Bizans dönemine ait freskleriyle dikkat çeker. Sarp kayalıklar arasında inşa edilen bu manastır, keşişlerin inzivaya çekildiği yer olarak kullanılmış. Duvarlardaki Hz. İsa ve azizlere ait freskler hâlâ canlılığını korumakta. Manastıra ulaşmak için yürüyüş yapılması gerekse de, zirveden Bafa Gölü’ne bakan eşsiz manzara bu çabaya fazlasıyla değiyor.
Tuzla Sulak Alanı ve Bargilya Kuş Cenneti
Boğaziçi Mahallesi sınırlarında yer alan Tuzla Sulak Alanı, başta flamingolar olmak üzere 200’ü aşkın kuş türünü ağırlayan doğal bir ekosistem cennetidir. Aynı bölgede antik Bargilya kentinin kalıntılarına da rastlamak mümkündür. Denizle iç içe geçmiş bu sulak alanda hem fotoğrafçılar hem doğa gözlemcileri için büyüleyici bir ortam vardır. Kuş sesleri arasında gün batımını izlemek, Bargilya’nın taş sokaklarında yürümek bu deneyimi unutulmaz kılar.
Kıyıkışlacık ve İasos Antik Kenti: Sahil ile tarihin buluştuğu yer
Milas’a bağlı Kıyıkışlacık Mahallesi’nde yer alan İasos Antik Kenti, Ege Denizi’nin maviliğiyle iç içe geçmiş eşsiz bir arkeolojik alan. İasos, Roma döneminden kalma agora, tiyatro ve mezar yapılarıyla biliniyor. Özellikle antik limanı ve balıkçı pazarı kalıntıları dikkat çekerken, sahildeki restoranlar ziyaretçilere hem lezzetli bir mola hem de tarihi manzara sunuyor. Ege kıyılarında tarih, doğa ve deniz bir arada olsun diyorsanız adres belli.