Milas’ın altından 16 km’lik fay hattı geçiyor
Milaslı Jeoloji Mühendisi Salih Turhan, Milas’ın altından 16 kilometrelik fay hattı geçtiğini belirtti.Kent merkezini ve çevre mahallelerini çepeçevre…
Milaslı Jeoloji Mühendisi Salih Turhan, Milas'ın altından 16 kilometrelik fay hattı geçtiğini belirtti.
Kent merkezini ve çevre mahallelerini çepeçevre saran aktif ana fay hattından söz eden Özkaya Zemin Su Araştırma Mühendislik Kurucusu Jeoloji Mühendisi Salih Turhan, konuya ilişkin şunları kaydetti, 'Milas kent merkezinin altından aktif ana fay hattı geçiyor. Çeşitli yerlerden incelenen rapora göre fay hatlarından birisi, Karakuyu segmenti (Milas); Milas-Söke karayolunun yaklaşık 900 metre güneyinden yola paralel olarak Karakuyu Mahallesinden başlayıp, Milas Belediye binasının yaklaşık 100 metre kuzeyinden geçerek Menteş Mahallesinin yaklaşık 600 metre yakınında sona eriyor. Milas'ın altından geçen Karakuyu segmenti buradan 2 kola ayrılıyor. Bu segmentin kolları ise Bafa Mahallesi'ne kadar uzanıyor'
Beçin Mahallesinin altından da bir fay hattının uzandığını belirten Turhan, 'Alınan son raporlara göre aktif fay hattı, Beçin Mahallesinin altından da geçiyor. Fay, Kalınağıl Mahallesi'ne kadar uzanıyor. Karakuyu segmenti doğu kolu (Milas) 3 bin 389,54 metre, Karakuyu segmenti güney kolu 5 bin 500,29 metre, Karakuyu segmenti kuzey kolu 6 bin 126,66 metre, Beçin segmenti ise 341,005 metre uzunluğunda yer alıyor. Toplamda yaklaşık 16 kilometre boyunca Milas merkezde fay hattı bulunuyor. Jeoloji Mühendisleri Odası Milas İlçe Temsilcimiz Azmi Peker'in ve meslektaşlarımın bu konuda yaptığı çeşitli zemin etüt sondajlarından aldığı numunelerin değerlendirilmesiyle, bu fay belirtileri sürekli olarak gözlemlenmektedir' ifadelerini kullandı.
'Depreme karşı bilinçli olmalıyız'
Milas'ta çeşitli uğraşılarının yanında tamamen gönüllülerden oluşan Türkiye'de ilk kez 1999 Gölcük Depremi'ndeki başarılı çalışmalarıyla adını duyuran Arama ve Kurtarma Derneği (AKUT)'un Milas'taki sorumlusu Mehmet Nergiz, ilk olarak Milas'ta mahalle mahalle toplanma alanlarının belirlenmesi gerektiğini kaydetti. Nergiz, '17 Ağustos 1999 yılında yaşanan 7,5 şiddetindeki depremin ardından binlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 50 bine yakın vatandaşımız da yaralanmıştı. O zamanın şartlarında ülkemiz çok ciddi kayıplar vermiş sıkıntılar yaşamıştır. 17. yıl dönümü vesilesi ile hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza rahmet diliyor, engelli olarak yaşamına devam etmek durumunda olan vatandaşlarımıza da tekrar şifalar diliyoruz. Ülkemizin de cumhuriyet tarihinde vermiş olduğu en büyük can kaybı, maddi kayıplardan dolayı bir kez daha geçmiş olsun. Bu ve devamındaki depremlerden de görüldüğü üzere, depremlere çok can ve mal kaybı vermiş bir ülkeyiz. Ülke olarak depremlerin yaralarını hala sarmaya çalışıyoruz. Depremin yerini ve zamanını bilemeyiz ancak en az kayıpla atlatabiliriz. Büyük bir kısmı 1. derecede deprem kuşağında olan ülkemiz her an yeni depremlere gebedir, depremle yaşamayı bilmeli ve hazır olunmalıdır' dedi.
Depreme karşı tedbirli olunması gerektiğini vurgulayan Nergiz, 'Depremlere karşı alınacak tedbirlerin başlıcaları; deprem yönetmeliğine uygun yapılar üretmek, halkı bilinçlendirmek, acil durumlarda müdahale edecek ekip ve ekipmanları hazır bulundurmak, deprem, veya diğer doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak en önemli ödevimizdir. Bu ödevlerimizi yaptığımız takdirde depremlere hazır olur, az kayıp verir daha az üzülürüz, aksi durumda kayıpların önüne geçemeyiz. Deprem kuşağında bulunan bazı uzak doğu ülkeleri depremlere karşı oldukça tedbirli olup, yılda birkaç kez tekrarlanan şiddetli depremleri yaralamalı, maddi veya can kaybı olmadan atlatabilmektedirler' diye konuştu.