Şiddetsiz ilk toplumun izleri Latmos kaya resimlerinde gizli
Latmos Dağları'nda yer alan 8000 yıllık kaya resimleri, Neolitik dönemin sosyal yaşamına ışık tutuyor. İnsan figürleriyle dolu bu eşsiz sanatsal miras, evlilik ritüellerinden bereket törenlerine kadar pek çok sembolik sahne barındırıyor. Ancak bu tarihi hazineler, feldispat madenciliği ve kaçak kazılar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Latmos’un gizemli duvarları: 8000 yıllık insanlık mirası tehlike altında
Latmos Dağları’nın derinliklerinde saklı kalan kaya resimleri, Anadolu’nun en eski görsel anlatılarını barındırıyor. Neolitik dönemde çizilen bu resimler, sadece tarih öncesi sanatı değil; aynı zamanda insanoğlunun doğayla, toplumla ve inançla kurduğu ilk bağı da ortaya koyuyor. Ancak bu eşsiz miras, günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Latmos’ta bir keşif: Binlerce yıllık sessiz anlatılar
1994 yılında Alman arkeolog Dr. Anneliese Peschlow-Bindokat’ın Bafa Gölü çevresinde yaptığı yüzey araştırmaları sırasında keşfettiği Latmos kaya resimleri, Batı Anadolu’da bugüne kadar bilinmeyen bir tarihöncesi sanat geleneğini ortaya çıkardı. İlk olarak Söğütözü civarındaki bir kaya sığınağında bulunan figürler, bölgedeki 8000 yıllık yerleşim tarihinin izlerini gün yüzüne çıkardı.
İnsan figürleriyle dolu resimler: Av değil, yaşam anlatılıyor
Latmos kaya resimlerinin en çarpıcı özelliği, av sahnelerinden çok insan figürlerine odaklanması. 500’ü aşkın figürün yer aldığı bu resimlerde kadınlar çoğunlukta. Genellikle el ele tutuşan topluluklar, dans eden çiftler ve hamile kadın tasvirleri dikkat çekiyor. Bu durum, resimlerin birer bereket ritüeli ya da evlilik töreni anlatısı olduğunu düşündürüyor.
Sembollerle örülü bir dünya: Dişil enerji ve kutsal birliktelik
Resimlerde sıkça karşılaşılan daireler, zikzaklar ve iç içe geçmiş geometrik desenler, soyut sembollerin toplumsal birlikteliği ve döngüselliği temsil ettiğini gösteriyor. Kadın ve erkek figürlerinin çoğu zaman yan yana, bazen sırt sırta resmedilmesi, bu toplumda evliliğin sadece bireyler arası değil, kabileler arası bir bağ anlamı taşıdığına işaret ediyor.
“Şiddetsiz toplumun ilk sanatı” olarak kabul ediliyor
Av, savaş ve çatışma sahnelerinin yer almadığı Latmos resimleri, uzmanlar tarafından “şiddetsiz ilk toplum sanatının” izleri olarak yorumlanıyor. Bu, o dönemde yerleşik düzene geçen toplulukların sosyal ilişkilerde uyumu, doğurganlığı ve doğayla bütünleşmeyi temel değer olarak benimsediklerinin göstergesi.
Arkeolojik çalışmalar ve bilimsel belgelemeler 30 yıldır sürüyor
1994'ten bu yana süren araştırmalarda 170'ten fazla kaya resimli saha belgelenmiş durumda. Anneliese Peschlow ve Claudia Gerber’in yürüttüğü Latmos Projesi, resimlerin tamamını fotoğraflayarak, çizimlerini kataloglayarak ve haritalandırarak bilim dünyasına sundu. Resimlerin kırmızı ochre (demir oksit) pigmentle parmak veya kemik aletlerle çizildiği tespit edildi.
Tehlike çanları çalıyor: Feldispat madenciliği büyük tehdit
Latmos kaya resimleri bugün büyük bir tehdit altında. Dağda yürütülen feldispat madenciliği nedeniyle birçok kaya formasyonu dinamitlerle parçalanıyor. Bazı madencilik işletmeleri, sit alanı ilan edilmesini engellemek için kaya resimlerini kasıtlı olarak silmeye çalışıyor. 2016’da işçilerin resimleri sabun ve fırçayla temizlemeye çalıştığı belgelenmişti.
Defineciler ve kaçak kazılar da resimlerin düşmanı
Yöredeki define avcıları, kaya resimlerini hazine işareti sanarak zarar veriyor. Özellikle figürlerin üzerine kazınan işaretler, resimlerin orijinalliğini bozarken arkeolojik bağlamını da yok ediyor. EKODOSD’un bölgedeki çalışmaları, bu tehditlere karşı kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyor.
Latmos’un kutsal peyzajı: Binlerce yıllık dini süreklilik
Antik çağda Ay Tanrıçası Selene’nin çoban Endymion’a âşık olduğu dağın adıydı Latmos. Ancak kutsallığı çok daha eskilere dayanıyor. Neolitik dönemde bu dağ, belki de doğurganlığın ve kadın gücünün sembolüydü. Yediler Manastırı gibi erken Hristiyan yapılar da aynı bölgede inşa edilerek bu kutsal algıyı yüzyıllar boyunca sürdürdü.
UNESCO için mücadele sürüyor
Latmos kaya resimleri bugüne dek UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınamadı. Ancak bilim insanları, Latmos’un hem doğal hem kültürel miras açısından bu kriterleri fazlasıyla karşıladığını vurguluyor. WWF-Türkiye, EKODOSD ve birçok sivil toplum kuruluşu bölgenin milli park ilan edilmesi ve uluslararası koruma altına alınması için çağrılarda bulunuyor.
Geçmişin resmettiği gelecek: Latmos’a sahip çıkmak
Latmos kaya resimleri, Anadolu’nun ilk aşklarını, düğünlerini, umutlarını ve birlik duygusunu anlatıyor. Bu resimler sadece kayalara çizilmedi; binlerce yıl öncesinden bugüne, insan olmanın ne demek olduğuna dair derin bir mesaj taşıyor. Şimdi o mesajı korumak, hepimizin sorumluluğu.