Mehmet sert: Efsane Muhtar Recep Panay’ın adı yaşatılmalı
Cenaze töreninde manevi oğlum dediği ve hiç ayrılmadıkları Mehmet Sert muhtarın hayat hikâyesini anlatan duygu dolu bir konuşma yaptı. Milas'ın sevilen Muhtarını anlatan bu konuşmayı Milas'ın yerel tarihine not düşmek bağlamında ve muhtarımızın anısına saygı gereği bir bütün olarak ayrıca yayınlıyoruz.
NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ
Cenaze töreninde manevi oğlum dediği ve hiç ayrılmadıkları Mehmet Sert; muhtarın hayat hikâyesini anlatan duygu dolu bir konuşma yaptı. Milas’ın sevilen Muhtarını anlatan bu konuşmayı; Milas’ın yerel tarihine not düşmek bağlamında ve muhtarımızın anısına saygı gereği bir bütün olarak ayrıca yayınlıyoruz.
MEHMET SERT’İN CENAZE TÖRENİNDE YAPTIĞI KONUŞMA’NIN METNİ:
Sayın Kaymakamım, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Vekillerim, Muhtarlar Derneği Başkanım, Muhtarımın Değerli Sevenleri, Değerli Çalışma Arkadaşları, Saygıdeğer Muhtarlarım, Sevgili Milaslılar, Değerli Basın Mensupları, Bizleri Arayan Soran, Yalnız Bırakmayan İyi Yürekli Tüm Vefakâr İnsanlar! Bu Acılı Günümüzde Bizleri Yalnız Bırakmadığınız İçin, Hepiniz Sağolsun Var olun.
Evet bugün kelimeler kıfayetsiz(yetersiz), sözcükler öksüz, Yüreklerimiz Hüzünlü!
Bizler Muhtarımın Ailesi Olarak, Onun Manevi Evlatları Olarak, Onun Sevenleri Olarak, Onun Mahalle Sakinleri Olarak Hayatımızın En Acı Süreçlerinden Birini Yaşıyoruz Ama Bir O Kadar da Ona Duyulan Sevgi Selini Görünce, Bir Nebze Olsun Kendimizi Toparlamaya, Acımızı Hafifletmeye Çalışıyoruz.
ÇOK YÖNLÜ BİR KİŞİLİKTİ
Bugün Hayatı Hep Mücadelelerle Geçmiş, Geldiği Yeri Asla Unutmayan, İşçi olarak Sendika Yöneticiliği Görevlerinde Bulunmuş, Muhtarlar Derneğinin Kurucu Başkanlığını Yapmış, Çeşitli Sivil Toplum Kuruluşlarının Yönetimlerinde Yer Almış, Kendini Topluma Adamış, Kendi Kendini En İyi Şekilde Yetiştirmiş, İnsanların Gönlünde Kalıcı Bir Yer Edinmiş, Bir Toplum Bilimciyi, Bir Milas Sevdalısını, Yeri Doldurulamayacak Recep Ustayı, İlçemizin ve Bölgemizin Sanatçı Ruhlu Efsane Muhtarını Ebedi âleme Uğurluyoruz.
O Şahsına Münhasır Söylemleriyle, Davranışlarıyla Hep Haklı Çıktı ve Her Söylediğini de Yaptı. Dik Durdu, Eğilmedi. Bildiği Tüm Doğruları Savundu. Milas Aşığı, İnsan ve Dost Vefalısı, Cumhuriyet ve Atatürk Sevdalısıydı. Onun İçin Milas’ın Ayrı Bir Yeri Vardı. Başka Şiirler de Bilmesine Rağmen İlk Önce Milas Şiirini Okur, Milas’ın Her Yerde Tanıtılmasına Çok Büyük Katkı koyardı.
Davet Edilen Neresi Olursa Olsun Siyasi Görüş, Kişi Kurum ve Kuruluş Ayrımı Yapmaksızın Katılır ve toplantıları Onurlandırır, Bulunduğu Yeri Neşelendirirdi.
Siz Yokken, Ben Vardım Derdi. Haklıydı Çünkü O Son Yüzyılımızı Yaşayan Canlı Bir Tarihti Ve Muhtarlık Binasını Adeta Bir Tarih Müzesine Çevirdi. Onun Değerleri, Eserleri, Hatıraları Bizlerle ve Gelecekte Hep Yaşamaya Devam Edecektir.
“BAŞIN DÜŞERSE DARA, RECEP PANAY’I ARA”
30 Yıla Yakın Sürdürdüğü Muhtarlık Görevinde, Ben Muhtar Olarak Öleceğim Derdi ve Muhtar Olarak ta Ebedi Dünyaya, sonsuz aleme İntikal Etti. Bugün Onun Bize Vasiyet Ettiği Gibi, Osmanlı Döneminden Kalan ve Kendisine İntikal Ettirilen Muhtarlık Mührü İle Birlikte Sonsuzluğa Uğurlayacağız.
Kendi Söylemiyle İfade Ettiği Gibi, “Başın Düşerse Dara Recep Panay’ı Ara” Diyecek kadar Garibanların Babasıydı. Çocukların Muhtar Dedesi, Mahalle Sakinlerinin Dert Ortağı, Şiirleriyle ve Oyunlarıyla Etkinliklerin, Toplantıların ve Törenlerin Vazgeçilmez İsmiydi.
Onun İnsan ve Halkla İlişkileri; Bilimsel Olarak Araştırılıp Tez Konusu Yapılacak Kadar Değerli, Kitaplaştırılacak Kadar Kıymetlidir.
Şahadetnamem(diplomam) Yok Derdi ama O Üç Beş Üniversite Bitiren İnsanlar Kadar Bilgili, Müthiş Bir Öngörüye ve Dehaya Sahipti.
GİTTİĞİ YERLERDE BÜYÜK İLGİ GÖRÜRDÜ
Sanki İçine Doğmuştu Bu Ayrılık. Muhtar Arkadaşlarıyla Helalleşerek İstanbul’a Gitmesi, Bir Şiir Okuyacağı İçin İlk Defa Telefonla Eşini Arayarak İzin İstemesi, Sanki Bu Ayrılığın Sinyalleriydi. Yine Son Şiirini En Güzel Şekilde Okudu ve Tüm Salon Onu Ayakta Alkışladı.
Her Dışarı Gittiği Yerde Bir Ülke Lideri Gibi Karşılanır, Sevilir, Değer Görürdü. Bazen Yakın Arkadaşlarına, “Sizin Yanınızda Teneke Kadar Değerim Yok” Diye Takılır, Dışarıda, diğer İllerde Ona Gösterilen Sevgiyi ve Verilen Değeri Belirtmek İsterdi. Siyasiler ve İş İnsanları Gelir Ona Akıl Danışır, Görüş ve Fikirlerini Alırlar, O da Bundan Fazlaca Memnuniyet Duyardı.
ADI YAŞATILMALI
Ve Bu Acı Olay Yaşanır Yaşanmaz, İstanbul’daki O Büyük Etkinlikteki Tüm İş İnsanları Bulunduğu Hastaneye Akın Ettiler. Saatlerce Onu Beklediler ama Maalesef Onu Yaşatamadık, Kurtaramadık. “Az Yaşa Çok Yaşa Akıbet Gelecek Başa Derdi” ve Ölüme Güle Oynaya Gitti. Bu Dünyadan Bu Şekilde Göç Etti Gitti.
Muhtarımın Sevenleri Olarak Bizler; Mülki ve İdari, Yerel Yöneticilerimizden Özellikle Kaymakamımız ve Belediye Başkanımızdan; Muhtarımın Adının Bir Tesise, Bir Caddeye veya Ona Yakışacak Bir Yere Verilerek Ölümsüzleştirilmesini İstiyoruz. Bu Konuyu Şimdiden Takdirlerinize Saygıyla Arz Ediyoruz.
Değerli Büyüğümüz, Efsane Muhtarımız Bizlere İnsan Sevgisini ve Vefayı Aşıladığın İçin, Bizlere Yol Gösterip Rehber Olduğun İçin, Karşılıksız Sevginin Ne Kadar Yüce Olduğunu Öğrettiğin İçin Sana Minnettarız; Ruhun Şad, Mekânın Cennet Olsun. Güle Güle Büyük Usta, Hakkını Helal Et Bizlere.