Nevzat Çağlar Tüfekçi’den Muğla Valisi İdris Akbıyık’a Mektup
Milas’ın başarılı gazetecilerinden Nevzat Çağlar Tüfekçi Muğla’ya yeni atanan Muğla Valisi İdris Akbıyık’a bir mektup yazdı, yazdığı mektupta Tüfekçi şunları söyledi
Milas’ın başarılı gazetecilerinden Nevzat Çağlar Tüfekçi Muğla’ya yeni atanan Muğla Valisi İdris Akbıyık’a bir mektup yazdı, yazdığı mektupta Tüfekçi şunları söyledi;
Sayın Valim, Hakkari’den, Muğla’ya atandınız. Görevinizde başarılar dilerim. Bizim başarı ölçütümüz, doğa ve çevre dostu bir vali olmanızdır.
Muğla’nın %60’ı maden arama-ihale ve işletme ruhsatlıdır. Bu oran, 2167 kilometrekare yüzölçümlü Milas’ta %70’i bulmaktadır.
Muğla İlinde Milas, madencilik açısından madencilerin iştahını kabartan bir bölge. Milas bir bakıma madencilerin yağması ve saldırısı altında.
Yeniköy Termik santralı için Akbelen ormanları kesilerek, altındaki kömür için Milas ve Bodrum’a su veren Çamköy Su havzasına zarar veriliyor.
YK ENERJİ kullanma ve koruma dengesini gözetmeyerek; derin sondajlarla başta Karacahisar su çıkan kaynakları olmak üzere yüzeye çıkan suları kuruttu.
Kömür dışarıdan ithal edilerek enerji üretilebilir ama su kaynakları dışarıdan ithal edilemez ya da içme-kullanma ve sulama için dışarıdan tankerlerle su getirilemez.
Enerji bir şekilde üretilebilir ama susuz yaşanamaz! Su kaynakları bu nedenle çok önemli…
Milas ile Aydın’ın Çine ilçesi arasında uzanan Beşparmak (Latmos) Dağları arasındaki tarihi Labranda bölgesinde çıkarılan denetimsiz feldspat madencilik faaliyetlerinde, standart dışı şiddetli patlatmalarla yeraltı suları, zeytinler ve ağaçlar zarar görmeye başladı. Bölgenin ekolojik sistemi büyük tehlike altında.
Bafa Gölü ile Didim-Akbük arasında uzanan İlbıra Dağı üzerinde, boksit madeni içindeki zultaniti çıkarmak için açılan ocaklar ve alınmak istenen ruhsatlar, burada da yeraltı sularını ve ekolojik sistemi tehdit ediyor.
Taş ocaklarındaki standart dışı ve yönetmeliklere aykırı patlatmalarla da, ocakların yakınındaki su kuyuları zarar görüyor, bu şiddetli patlatmalarla yeraltı suları yer değiştiriyor, susuzluğa neden oluyor.
Sayın Valim. Milaslılar doğasına, çevresine ve suyuna sahip çıkmak istiyor. Bunun için mücadele ediyor. Akbelen’de olduğu gibi. Ormanı korumak devletin görevi iken bunu o bölgenin insanları yapıyor.
Burada Jandarma ve polis, savaş halinde bile düşmanına yapmayacağı davranışları, şiddeti; ormanı savunan kendi insanlarına karşı uyguluyor. İçme ve kullanma suyu içeri alınmıyor, seyyar tuvaletler içeri sokulmuyor.
Ormanı savunanlar jandarmaya bir kum tanesi veya bir çöp bile fırlatmıyorken; onlara tazyikli ve köpüklü su sıkılıyor, yakın mesafeden körlüğe neden olacak biber gazı sıkılıyor, insanlar yerlerde sürükleniyor. Bu insanlar, bu şiddeti hiçbir şekilde hak etmiyor.
Bizim sizden isteğimiz; vahşi madencilik anlayışının Milas’ın doğasına ve suyuna zarar vermemesi, ÇED engeline takılmamak için hülle yapan taşocağı ve boksit işletmecilerinin hilelerine izin verilmemesi, Akbelen’de ormanı ve su kaynaklarını koruyanlara karşı jandarma ve polisin kötü muamelesinin önlenmesi vd.
Devletin bir valisi olarak toplumun hak ve çıkarlarını korumanız, denetimsiz madencilik faaliyetleri ile doğaya, çevreye, su kaynaklarına ve tarım topraklarına zarar verenlere, maden için tarihi ve kültürel mirası yok edenlere karşı önleyici tedbirler almanız, sizi başarılı kılacaktır.
Devletin Valisi olarak sizi doğayı savunan bir Vali olarak toplumun yanında görmek istiyoruz.