O güldü Türkiye güldü! Kemal Sunal vefatının 23. yılında özlemle anılıyor
Gülüşü ile hafızalara kazınan Türkiye’nin efsane oyuncularından Kemal Sunal’ı kaybetmemizin üzerinden tam 23 yıl geçti. 7’den 70’e herkesin filmleriyle büyüdüğü Kemal Sunal, saygı ve özlemle anılıyor.
Gülüşü ile hafızalara kazınan Türkiye’nin efsane oyuncularından Kemal Sunal’ı kaybetmemizin üzerinden tam 23 yıl geçti. 7’den 70’e herkesin filmleriyle büyüdüğü Kemal Sunal, saygı ve özlemle anılıyor.
Türk sinema tarihine adını altın harflerle yazdıran usta oyuncu Kemal Sunal’ın bugün ölüm yıl dönümü. “Süt Kardeşler”, “Hababam Sınıfı”, “Tosun Paşa”, “Sahte Kabadayı” ve “Kapıcılar Kralı”nın da arasında bulunduğu onlarca filmde birbirinden farklı karakterleri başarıyla oynayan Sunal, gülüşüyle hafızalarda kaldı.
Kemal Sunal’ın ölüm yıl dönümünde eşi Gül Sunal’dan duygu yüklü paylaşımı geldi. Gül Sunal “Niye gittin acele acele. Çok acı 23 yıl yaşadık. Zor çok zor” dedi.
Ali Sunal da babasına duyduğu özlemi yaptığı paylaşım ile haykırdı.
Babasını kaybettiğinde henüz 23 yaşında olan Ali Sunal şu sözlerle özlemini dile getirdi “23 yıl… şu anda ömrümün yarısı sensiz geçti. Seni çok özledim babam. Ama senin gibi bi kahramanı özlemek, sana baba diyebilmek, fotoğraftaki gibi seni doya doya öpebilmek benim hayattaki en büyük gururum ve şansım. Minnettarım baba. Seninle geçen her anıma…”
“TELAŞINA ÇOK GÜLMÜŞTÜ”
Gül Sunal ise Ali Sunal’ın babası ile çocukluk karesinin çekildiği günü anımsayarak oğluna o anları anlattı:
“O günü çok iyi hatırlıyorum… Baban seni öptü sen çabucak kafasını çevirip babanı öptün… Çok gülmüştü bu telaşına”
Tam adı Ali Kemal Sunal olan oyuncu, 11 Kasım 1944’te Malatyalı Mustafa Sunal ile Saime Hanım’ın ilk çocuğu olarak İstanbul Küçükpazar’da dünyaya geldi. Daha sonra Cemil ve Cengiz adı verilen iki kardeşi daha olan Sunal, Mimar Sinan İlkokulu ve Vefa Lisesinde öğrenim gördü. Lisedeyken tiyatroya duyduğu ilgisiyle öne çıkan sanatçının yeteneğini, felsefe öğretmeni Belkıs Balkır fark etti.
Sevgi ve özlemle anılan ‘Türkiye’yi güldürün adam’ Kemal Sunal 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon’a gitmek üzere bindiği uçakta kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yummuştu.
Dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak zorlu şartlar altında çocukluk ve gençlik dönemini geçiren Sunal’ın babasını ikna eden Balkır, genç oyuncuyu Kenter Tiyatrosu’na götürerek, Müşfik Kenter ile tanıştırdı.
Sunal, tiyatro ve sinemaya adım atmadan önce elektrikçi çıraklığı yaptı, üniversite öğrenimi sırasında ve sonrasında da Emayetaş Fabrikasında çalıştı.
TİYATRO YARIŞMASINDA ÖDÜL ALDI
Amatör olarak ilk kez “Zoraki Tabip” adlı oyunda sahneye çıkan Sunal, aynı tarihlerde oynadığı bir oyun ile Akşam gazetesinin düzenlediği liseler arası tiyatro yarışmasında “En İyi Karakter Oyuncusu” ödülüne layık görüldü.
Profesyonel tiyatro oyunculuğuna 1966’da başlayan Sunal, Kenter Tiyatrosu’ndaki bir oyunda sahneye çıktı ve repliği olmamasına rağmen seyirciyi güldürmeyi başardı.
Daha sonra oyuncu Bülent Kayabaş ile tanışmasına vesile olan ve henüz yeni kurulan Pendik Tiyatrosu’na katılan usta oyuncu, bir yandan tiyatroya devam ederken şimdiki adı Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi olan Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulu’nda 2 yıl öğrenim gördü.
Pendik Tiyatrosu’nun kapanması nedeniyle Ulvi Uraz’ın tiyatrosuna geçen Sunal, daha sonra Aksaray Küçük Opera, Ayfer Feray Tiyatrosu ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda sahneye çıktı.
Münir Özkul, Devekuşu Kabare’de Sunal’ın oynadığı “Dün Bugün” adlı oyunu izledikten sonra Sunal’ı yönetmen Ertem Eğilmez ile tanıştırdı
SİNEMAYA “TATLI DİLLİM” İLE BAŞLADI
Kemal Sunal, Eğilmez’in 1973’te çektiği, Münir Özkul, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Tarık Akan, Halit Akçatepe ve Filiz Akın’ın da rol aldığı “Tatlı Dillim” filminin kadrosuna katılarak sinemaya adım attı. Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Salako” filminin ardından, Zeki Ökten’in “Hanzo” ve “Şaşkın Damat” filmlerinde başrol oynayan oyuncu, Rıfat Ilgaz’ın eserinden Eğilmez’in beyaz perdeye uyarladığı “Hababam Sınıfı”nda da usta isimlerle birlikte rol aldı. Oynadığı birbirinden farklı rollerle sinemaseverlerin yüzünü güldürmeyi başaran Sunal, 1976’da “Süt Kardeşler”, “Hababam Sınıfı Uyanıyor”, “Tosun Paşa”, “Sahte Kabadayı”, “Meraklı Köfteci” ve “Kapıcılar Kralı” gibi unutulmazlar arasına giren filmlerde, 5 farklı yönetmenle çalıştı.
Devekuşu Tiyatrosu’nun Ankara turnesi sırasında Gül Sunal ile tanışan ve 1975’te evlenen oyuncunun, Ali ve Ezo adını verdikleri çocukları dünyaya geldi. İşinde her zaman titiz ve tertipli olduğunu söyleyen Sunal, genellikle halkın içinden bir halk kahramanını oynadığı rollerle izleyicinin dikkatini çekti.
HALKA YAKINLIĞIYLA KISA ZAMANDA SEVİLDİ
Sunal, özgün fiziği ve oynadığı tiplerin halka olan yakınlığı nedeniyle kısa zamanda Türkiye’nin en sevilen oyuncularından biri oldu. Aradan yıllar geçmesine rağmen oynadığı filmler halen televizyon ekranlarında ve dijital mecralarda ilgiyle izlenen Sunal, 26 yıllık sanat hayatına, tiyatro oyunları hariç 6’sı yan rol, 76’sı başrol olmak üzere 82 film sığdırdı. “Saygılar Bizden”, “Şaban Askerde”, “Şaban ile Şirin” ve “Bay Kamber” dizilerinde de rol alan Sunal, filmlerinde öğretmenden bekçiye, kapıcıdan çöpçüye kadar birçok karakteri başarıyla oynadı. Her karakterle seyircilerin yüzünü güldürmeyi başaran ve halk tarafından benimsenen Kemal Sunal’ın oynadığı filmlerin genelinde, Türk halkının geleneklerinden, adetlerinden ve inanışlarından örnekler öne çıktı.
Sunal, “Kapıcılar Kralı” filmiyle 1977 Antalya Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu”, 1989’da “Düttürü Dünya” filmindeki rolüyle Ankara Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu”, 1998’de de Antalya Film Festivali’nde “Yaşam Boyu Onur Ödülü”ne değer görüldü.
ÜNİVERSİTEDEN 51 YAŞINDA MEZUN OLDU
Yoğun tiyatro turneleri sebebiyle üniversite eğitimini yarıda bırakan Sunal, 1992’de çıkan öğrenci affı sonrasında üniversiteye devam ederek, 1995’te 51 yaşındayken mezun oldu. Sanatçı, daha sonra radyo, televizyon ve sinema bölümünde yüksek lisans yaptı ve “Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü” başlıklı tezini kaleme aldı. Sinema ve tiyatronun, gülen ve güldüren yüzü Sunal’ın bu tezi, vefatından sonra 2005’te aynı adla ailesi tarafından kitap olarak bastırıldı.
Usta oyuncunun rol aldığı filmlerden bazıları şöyle: “Canım Kardeşim, Oh Olsun, Mavi Boncuk, Salak Milyoner, Hanzo, Hababam Sınıfı Serisi, Şaban Serisi, Meraklı Köfteci, İbo ile Güllüşah, Sakar Şakir, Yüz Numaralı Adam, Bekçiler Kralı, Zübük, Sahte Kabadayı, Avanak Abdi, Korkusuz Korkak, Şark Bülbülü, Devlet Kuşu, Gol Kralı, Üç Kağıtçı, Doktor Civanım, Yedi Bela Hüsnü, Postacı, Varyemez, Propaganda.
Ali Sunal geçtiğimiz yıl babası Kemal Sunal’ın ölüm yıl dönümünde sünnet düğününden bu kareyi paylaşarak şu notu düşmüştü:
Madem sünnetten bahsettik o zaman yakışıklı babamla fotoğrafımı da koyayım. Tarifsiz bir özlem içindeyim babam. İyi ki bu dünyadan geçmişsin bize eserlerini bırakmışsın şimdi torunların seni o izlemeye doyamadığımız eserlerinden tanıyacak. Seni çok seviyorum yattığın yer incitmesin benim melek babam…
Kemal Sunal’ın oğlu gibi kızı Ezo Sunal da oyuncu.
Yıllar önce babası ile ‘Şendul Şaban’ filminde birlikte oynayan Ezo Sunal babasına olan sevgisini ve özlemini her fırsatta dile getiriyor.
Şendul Şaban filmindeki dünya tatlısı minik kızın Kemal Sunal’ın kızı Ezo olduğunu ilk kez duyanlar oldukça şaşırıyor.
Ezo Sunal, 2018 yılında müzisyen sevgilisi Ömer Öztüyen ile dünyaevine girdi. Çiftin, bu evlilikten ‘Nova’ adında bir kızları oldu.
Balalayka filminin çekimlerine gitmek için bindiği uçakta 3 Temmuz 2000 günü kalp krizi geçirerek 55 yaşında hayata veda eden Kemal Sunal’ın uçak korkusu bilinirdi. Arkadaşı Erol Altaca, ünlü aktörün sudan ve zehirlenmekten de korktuğunu söyledi.
İnek Şaban başta olmak üzere birçok karakteriyle Türkiye’nin kalbinde taht kuran Kemal Sunal’ın vefatının üzerinden tam 22 yıl geçti. Ama halk onu hiç unutmadı, yeni nesiller filmleriyle büyüdü. Ölüm yıldönümünde Kemal Sunal’ın bilinmeyenlerini yakın dostu Erol Altaca Hürriyet’e verdiği röportajda anlattı:
DIŞARIDA YEMEK YEMEZDİ
“Ali Sunal bir gün bana ‘Hocam, biz hiç dışarıda yemek yemeyiz. Babam götürmüyor ama sizi çok seviyor. Siz söylerseniz kırmaz’ dedi. Kemal’e, ‘Bir yer var. Müthiş et yapıyorlar. Oraya gidelim beraber’ dedim. ‘Yok ben ev dışında bir yerde yemek yemem. Ne olur ne olmaz’ diye cevap verdi. ‘Biz yiyelim, sen otur bak ama yeme’ dedim. Gittik, mutfağa soktum kendisini. Bütün çalışanları beyaz elbiseli, eldivenli görünce, ‘Burası bizim evden temiz’ dedi. Sonra hepimizden fazla yedi.
İlk defa ailesini bizimle çıkarttı dışarı. ‘Ben sabah evden çıkarken suyumu evden alır, cebime koyarım. Gittiğim yerde o suyu içerim, zehirleyebilirler’ derdi.
HİÇ DENİZE GİRMEMİŞ
Kemal Sunal bizi Tuzla’daki yazlığına ailece davet etmişti. Bahçeli, havuzlu şahane bir ev. Havuzun başına oturduk. Kemal Bey’e, ‘Burada herhalde çok yüzüyorsunuz’ deyince, ‘Daha ayağımın başparmağı bile girmiş değil o suya’ dedi. ‘Neden’ dedim. ‘Ben sudan korkarım’ dedi. ‘Ama burası derin değil. Gel beraber girelim’ dedim. ‘Olsun. Ben ayağın ucunu batırayım, sanıyorum boğuluyorum. Böyle bir korkum var’ dedi. Gençken Cağaloğlu’na, Milli Türk Talebe Birliği’ne gidiyormuş. Akşamları Anadolu yakasındaki evine gitmek için Sirkeci’den vapura binmesi gerekiyor ama bir türlü binemiyormuş. Bu batacak deyip sabaha kadar bankta otururmuş. Hiç denize, tatile gitmezmiş.”
ÖLENE KADAR DOST KALDIK
Kemal Sunal oğlu Ali’yi 1993-1994 öğretim yılında Erol Altaca’nın sahibi olduğu dershaneye kaydettirdi. Erol Altaca ile Kemal Sunal’ın dostlukları da o yıl başladı, büyük ustanın ölümüne kadar da aralıksız sürdü.
BU NE BİÇİM İNEK ŞABAN
Altaca bir anılarını ise, “Kızım İrem 5 yaşındayken Tuzla’daki evlerine gittik. Kemal Sunal karşısında ciddi ciddi oturuyor. İrem onun yüzüne baktı, baktı… ‘Bu ne biçim İnek Şaban’ deyiverdi. Biz de çok güldük” diye anlattı.